30 Mayıs 2006

MEYVELER HARİKAYDI... (BARCELONA II)

Burası, MERCAT DE SANT JOSEP ya da daha çok bilinen adıyla "La Boqueria". Barcelona'nın en renkli sebze-meyve ve de balık pazarı.
Bu pazar La Rambla'nın üzerinde, Avrupanın en büyüklerinden birisi.
Neler neler vardı anlatamam!!...
Bildiğimiz, tanıdığımız meyvelerin yanısıra ilk defa gördüğümüz, tadına bakmadan da duramadığımız meyveler de vardı.

Fiyatlara gelince... inanın bazı ürünler Levent pazarından ucuzdu!!!..

Resmin sol altında çilek ve muzu gördünüz mü?... Çileğin büyüklüğü, muzun küçüklüğü tamamen gerçek boyutları!!....

Bu arada "Diego i Nuri" tükanına dikkatinizi çekerim... Adam pazarın içinde zincir mağazalar açmış neredeyse. Türk mü çok merak ettik doğrusu!...

Bu kadar güzel meyve resminin yanında biraz da deniz ürünleri göstermem lazım.



Ben hayatımda bu kadar değişik çeşitte böcük görmedim, duymadım ama resimlerini de çekmeden duramadım!...

Burası kaldığımız otelin çok yakınındaydı, hemen hemen hergün uğrayıp bol bol taze meyve yedik.

Bartu bile gaza gelip, hayatta ağzına alacağını düşünmediğim meyvelerin tadına baktı biliyor musunuz?

La Rambla üzerinde görülecek bir çok yer vardı.

"Plaça de la Boqueri"...

Bu meydanda Miro'nun 1976 yılında yaptığı mozaik zemin ve eski bir şemsiye dükkanı için yapılan Art Deco tarzı ejderha var...


Barcelona dendiğinde önce Gaudi geliyor insanın aklına elbette, ama bütün binalar öyle güzelki!!...

Akdeniz ülkesi olduğu için hepsinde mutlaka balkon var. Eski binalarda bu balkonlar pek büyük değil ama değişmeyen şey şu ki hepsinde mutlaka çiçek var, hem de bir sürü. Öyle ki bazı küçük balkonlara çiçekten çıkamaz olmuşlar...

25 Mayıs 2006

ÖNCE ZİNGARO SONRA BARCELONA (Bölüm I)!!!....

18.Mayıs sabahı Barcelona'ya uçmadan önce Bartu'yu çok istediği ZİNGARO'ya götürdük, 17.Mayıs akşamı.

Zaten bize de çok yakındı....

Atlarla yapılan çok hoş bir gösteriydi. En çok GELİN'i sevdim...

Atın üstünde bir gelin, yaklaşık 5 metre uzunluğunda bir duvak, duvağın ucunda 2 tane uçan balon ve pistin etrafında koşuyor. İnanılmaz bir görüntüydü!!... Kız atı koşturdukça duvağıda arkasından uçuyordu...

Topluiğne bak İstanbul'daki düğünde seni damada böyle gönderebiliriz, ne dersin?...

Gelelim 18.Mayıs sabahına....

Sabah erkenden kalkıp havaalanına gittik, CIP'de güzellce kahvaltımızı ettikten sonra kocacım beni Swarowski mağazasına götürdü.

Hani KRİSTAL YILIMIZ ya... Oradan çok güzel bir kolye ve küpe aldık :)

Neyse... uçağa binme zamanı geldi ve biz kalktık. Uçağın içine girdik, bir iki adım atmıştık ki annem "merhabaaaa, biz buradayız!!.." diye bağırdı bana, yanında da babam. Sonra sağıma bir baktım, sevgili kayınvaldem de uçakta.

Ben tabii kısa süreli bir şok yaşadım, çünkü hiçbirinden haberim yoktu. Hatta planda canım kuzenim Serap ve Yılmaz abinin de bizi otelde karşılaması varmış ama ne yazık ki gerçekleşemedi :(

Yaaa böyle işte...

Ben, Barcelona sürprizini önceden anladım diye sizlere anlatırken daha öğrenemediğim sürprizler de varmış!!...

Barcelona'ya indiğimizde güzel bir güneş karşıladı bizi. Pasaport kontrolünde de öyle Almanların ,Fransızların yaptığı gibi abuk subuk sorular sormadan çabucak geçtik. Taksilere bindik ve otelimize geldik. Hemen odalara yerleşip Barcelona'nın en hareketli caddelerinden biri olan (otelimizin de bulunduğu cadde) La Rambla'dan sahile doğru yürümeye başladık.

Bu caddede yürürken bir çekirdeğimiz eksik diye düşündüm:) aynı bizim sahil kasabalarında akşamları ailecek yürünülen caddeler gibiydi. Ne isterseniz var, anlayacağınız!!...


Bir kere bolca hediyelik eşya ve gazete satan büfeler vardı sıra sıra. Sonra 10 adımda bir yukarıda resimlerini gördüğünüz tek kişilik gösteriler yapan (tabii para atarsanız!!..) insanlar ve de bolca çiçekçi ile evcil hayvan satan!! dükkanlar vardı.

Bu arada bu La Rambla dedikleri yol iki tarafı da koca koca ağaçlarla kaplı çok güzel bir yol!!...

Biz böyle bir sağa bir sola bakarak yürürken limanın oraya Kolomb anıtına kadar geldik. Etrafımıza şöyle bir baktık ki her taraf ana baba günü, ellerinde BARCELONA takımın bayrakları olan bir sürü insan.

Bir gün önce Barcelona'nın Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olduğunu biliyorduk ama kutlamaların ortasına düşeceğimizi tahmin edememiştik doğrusu!!!..


Benim iki erkeğim Fener'in şampiyonluğunu kutlayamadı ama Barcelona'nın kine yetişti walla!!...

Bir saate yakın bağırıp çağırıp, bayrak salladıktan sonra limanda yemek yiyelim dedik.

Görüğünüz gibi açılışı deniz ürünleri ile yaptık ve şahsen ben dönene kadar sürekli bunlardan yedim!!!...

İlk günümüz böyleydi, devamı yakında!!...

PS: Mimar olan yada olmak üzere arkadaşlara tek tavsiyem bu şehri mutlaka ama mutlaka görün. Sonraki yazımda ekleyeceğim resimleri görünce bana hak vereceksiniz!!!..

22 Mayıs 2006

BİYONİK'İN SOBESİ!!...

Dün akşam geç saatte geldim, bu sabah da oğlumu okula gönderdikten sonra hemen blogları dolaşmaya başladım.
Topu topu 4 gün Türkiye dışındaydık ama yaşananları okudukça yerimde duramaz oldum.
Hele bir de Biyonik'in çağrısını görünce katılmadan duramadım!!...
26.Nisan'da yazdığım yazımda "BİZİ NELER BEKLİYOR?..." demiştim....
Önümüzdeki günler de bizi gerçekten neler bekliyor acaba?!!...

16 Mayıs 2006

2 TARİF VE GÖRÜŞMEK ÜZERE....

Bloguma şöyle bir baktım da ne zamandır yemek tarifi yazmamışım!!!...

Güya işe ara verince bol bol değişik tarifler denerim diyordum ama evle ilgilenmekten pek fırsatım olmamış...
Neyse bugün size 1 tatlı 1 tuzlu tarifi vereceğim.
İlki, benim tarif defterimde "Özlem'in Kurabiyesi" olarak geçiyor.
Ankara'da bir bankada beraber çalıştığım arkadaşımdan almıştım bu tarifi.
En güzel tarafı bayatlamadan 5-6 gün saklanabilmesi!!...
Ben bu ölçülerle 2 tepsi yaptım. İsterseniz yarı yarıya da yapabilirsiniz...
Malzemeler:
400 gr. mısır nişastası
250 gr. margarin (oda sıcaklığında)
2 yumurta
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 su bardağı pudra şekeri
1/2 su bardağı un
1 paket kakao (ülker'in gramı ne kadardı hatırlayamadım!!...)
Yapılışı:
- Nişasta ile margarin yoğrulur. Kakao ve un hariç diğer tüm malzemeler eklenir.
- Hamur ik parçaya ayrlır ve bir parçasına un diğer parçasına kakao eklenerek iyice yoğrulur.
- Daha sonra her iki hamurdan da eşit parçalar alınıp istenilen büyüklükte yuvarlaklar yapılır.
- Önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 10dk. pişirilir.
Bu kurabiye ağızda dağıldığı için ben cevizden biraz küçük parçalar halinde yaptım.
Bir de pişerken çok kabarmıyor, tepsiye sık sık yerleştirebilirsiniz....
Diğer tarifim ise "Peynirli Pay"...
Ben daha önce kahvaltıya çağırdığım arkadaşlarıma yapmıştım. Çok lezzetli olduğunu mutlaka söylemeliyim :))
Neyse , gelelim tarife;
Malzemeler:
Tabanı için ;
10 çorba kaşığı tepeleme un
125 gr margarin (oda sıcaklığında)
2 çorba kaşığı yoğurt
1 yumurta
1 paket kabartma tozu
İçi;
250 gr beyaz peynir/rendelenmiş
1 su bardağı rende kaşar
1/2 demet maydanoz ve dereotu
pulbiber-karabiber
Üzeri;
1 su bardağı süt
1 yumurta
Yapılışı:
- Unun içine margarin, yoğurt, kabartma tozu ve yumurta eklenerek ele yapışmayacak kıvamda hamur elde edilir (gerekirse un ilavesi yapabilirsiniz!!).
- Hamurun yarıdan fazlası kalıba eşit miktarda yayılır, kalıbın kenarlarınında hamur olması gerekiyor unutmayalım!!!...
- İç malzemenin hepsi karıştırılır ve hepsi hamurun üstüne yayılır.
- Kalan hamurla iç malzemesinin üstüne kafes yapılır.
- Üzeri için hazırlanan süt ve yumurta karışımı tartın üzerine dökülür ve önceden ısıtılımış fırında pişirilir.
Afiyet olsun....
Eveeettt...
Gelelim "Görüşmek üzere" kısmına....
Hani sevgili Topluiğne kınasından bahsediyor ya son yazısında ...
İşte bundan tam 15 sene önce 18.Mayıs.1991 Cumartesi günü de benim kına gecem vardı Ankara'da.
19.Mayıs'da da evlenmiştik!!!...
Sevgili Kocacım unutmamak için böyle bir gün seçtiğini söyler hep :))
Neyse , iste bu Cuma günü bizim 15. EVLİLİK YILDÖNÜMÜMÜZ...
Yani KRİSTAL YILIMIZ.....
Hani ben kocacığıma geçen sene sürpriz 40 yaş partisi yapmıştım ya...
O da bana evlilik yıldönümümüz için sürpriz bir gezi planlamış ama meraklı ben tabii herşeyi önceden öğrendim!!...
Yani sürprizi falan kalmadı işin ama gideceğimiz yer benim daha önce görmediğim ve çok merak ettiğim bir yer BARCELONA!!!... olduğu için accaip heyecanlıyım :)
18.Mayıs sabahı yola çıkıyoruz, Pazar günü dönüyoruz.
Sizlere bol bol resimlerle döneceğim :))
Hoşçakalııııııııııııııııın........

08 Mayıs 2006

BEN ARTIK BİR IKEA CANAVARIYIM !.....

Evet sevgili arkadaşlarım son 2 haftada, gün aşırı İkea'ya giderek ve de aldıklarımı monte ederek bir IKEA canavarı oldum!!....

Sizlerin de bildiği gibi geçtiğimiz günlerde evimizde bir tadilat olayı yaşadık. Bu tadilat sırasında hazır el değmişken değiştirelim diyerek misafir tuvaletimizin lavobosunu yenileyip bir de dolap ekledik. Tabii ki IKEA'dan!...

Bilenler bilir (bknz:Topluiğne), buradan aldığınız herşey demonte geliyor, her bir parçasını siz yapıyorsunuz. Neyse efendim, biz bi güzel bu iki dolabı monte ettik.

Sonra , oturma odamıza da televizyon dolabı, yanına da bişeyler alalım diye tekrar gittik veee 3 dolap 1 TV altlığı ile döndük. Tabii ki demonte!!...

Bunlara ilave olarak 1 şifoniyer veeeee bahçe takımı yaptık!!!...

Bahçe takımı hafife almayın ama, 1 masa, 2 koltuk, 1 kanepe ve 1 şezlong....

Yani Topluiğne'ciğim, İkea'dan alacağın başka şeyler varsa öyle marangoz felan çağırma ben hemencecik gelirim bak!!... Sen yeter ki telefonunu doğru ver :)


Çok çalıştım çooooooooooook.......

02 Mayıs 2006

BAŞLIK BULAMADIM :(

Önce geçen haftasonu Pazar kahvaltısı için gittiğimiz Dalia'dan bahsetmek istiyorum. Kilyos'un koylarından birinde harika bir balıkçı!!... Ama biz bu sefer kahvaltısını denedik.

Tam karşımızda Karadeniz....

Hava açık ama serince...

Masamızda her türlü lezzet...

Uzuuuuuun uzuuuuuuuun yedik, sonrasında da yürüyelim dedik ama çimlerin üstünden kumsala bile inemedik :(


Sonraaaaa... bugün pazardan alıp annemle hemen pişirdiğimiz turp otu ve ebegümeci ile yaptığımız börek var!!...

Eve gelince aldığımız otları hemen haşlayıp, soğanla kavurdum. Dörde böldüğüm yufkaların geniş ucuna iç malzemesini koyduktan sonra kenarlarını kıvırmadan rulo yapıp kendi etrafında çevirerek tepsiye yan yana dizdim.

Sonra başka bir kabın içinde hazırladığım yumurta, yoğurt, zeytinyağ karışımını böreklerin üstüne döküp, 1 saate yakın beklettikten sonra fırında pişirdim.

Sarmısaklı yoğurt ve salçalı sosla servisimi yaptım.

Aslında yaptığım Sosyete Mantısı'nı kıyma yerine otlarla yapmak oldu!!..

Denerseniz afiyet olsun :)