26 Nisan 2006
BİZİ NELER BEKLİYOR?...
25 Nisan 2006
ASLINDA BUNLARI YAZACAKTIM!!...
Son yazımda bahsetmiştim, geçen hafta Pazartesi günü sabah erkenden İpek'in de katıldığı KERMES'e gitmiştim bir arkadaşımla.
Birbirinden güzel ürünlerin arasında dolaşırken burnumuza gelen kahve kokusuna dayanamayarak kendimizi bahçede kahve standının önünde bulduk. Gerçekten, ne muhteşem kokudur şu kahve kokusu yahu!!... İnsanı kendinden alıyor...
Neyse, kermes gezimizi bitirdikten sonra arkadaşımla Nişantaşı'na doğru yürümeye başlayıp, Kırıntı'ya geldiğimizde acıktığımızı fark edip, biraz mola verdik.
Hava da harikaydı, yemekler de....
Başkaaa....
Aaaaa.... ben size çiçeklerimin resmini göstermeyi unuttum!!...
Geçen sene yaz sonu Almanya'dan bir sürü lale ve fulya soğanı alıp kışın ekmiştim.
Nereden bilebilirdim ki İstanbul'un dört bir yanının lale ile dolup taşacağını!!...
Her neyse benimkiler de terasımda açmaya başladılar. İnanılmaz mutlu oldum.
Eeeee... hayatımda ilk defa ektiğim bir bitki çiçek verdi de...
20 Nisan 2006
NELER OLDU NELER?!!...
Efendim biz evimize bundan 6 sene önce taşındık, ilk oturan da biziz. Satın aldığımızda sadece mutfak dolapları ve merdiven trabzanını yaptırıp hemen yerleşmiştik.
Amma.... su tesisatımızı da kontrol etmemiz gerekiyormuş meğerse :(
Salı gününden beri evimin bilimum duvar ve zemini kırılmış, oradan buradan borular çıkmış durumda...
Durumumuzu şöyle de açıklayabilirim;
* tuvaleti ancak sabah ve akşam kullanabiliyoruz,
* tek kullanabilir durumdaki lavabomuz mutfakta, onun da kullanım saatleri sabah ve akşam!!..
* Essporto'ya hiç bu kadar sık gitmemiştik herhalde, ma'aile orada yıkanıyoruz artık!!...
Neyse, sanırım Cumartesi itibarıyla ustaları gönderebilmiş ve normal koşullarımıza dönmüş olabileceğiz!!...
Eveeet, şimdi gelelim sevgili İpek'in katıldığı KERMES'e...
Pazartesi sabahı erkenden kermese gittim arkadaşlar. İpek'i de hiç zorlanmadan buldum, biliyormusunuz?!!...
Tam da tahmin ettiğim gibi sıcacık bir gülümsemesi var çünkü :)
Bu arada yeni yaptığı ciciler de bir harika!!..
Kahve sözünü unutmadım İpek'cim!!....
18 Nisan 2006
BAKIN ARAMIZA KİM KATILDI ?!...
Benim canım kuzenim, harika aşçı Serap'ım "BİR TATLI SERAP" ile taaaa Almanya'dan aramıza katılıverdi.
Kendisi de yazmış ya, sadece yemek kitabı 85 tane olan birisinden harika tarifler alırız artık, ne dersiniz?!....
17 Nisan 2006
YÖRESEL YEMEKLER

Ne yazık ki malzemeler göz kararı :(
Bu tarifi bana Samsun'daki bir balıkçı vermişti ve demişti ki tüm malzemeleri karıştıracaksın ve kıvamının, un helvası gibi olmasına dikkat edeceksin!!...
Gelelim malzemelere;
mısır unu, zeytinyağı, sıcak su ve tuz...
Bunlar karıştırılıp, zeytinyağı ile yağlanmış tavaya ince bir tabaka halinde yayılır ve hafif ateşte her iki tarafı da pişirilir. İkram etmeden önce sıcakken üzerine tereyağ parçaları konur.
GÜNEYDOĞU ANADOLU MUTFAĞINDAN PASTIRMALI HUMUS:
1 bardak haşlanmış, kabukları soyulmuş nohut
2 diş ezilmiş sarmısak
1/2 limon suyu
4 çorba kaşığı tahin
Zeytinyağı ve tuz
Nohutları püre haline getirdikten sonra içine diğer malzemeleri de ekleyip yumuşak bir kıvam elde ediyoruz. Başka bir yerde kızarttığımız pastırmaları humusun üzerine yerleştirerek afiyetle yiyiyoruz :)
12 Nisan 2006
FIRINDA SEBZELİ SOMON
11 Nisan 2006
SOBELEMECE!!...

Bunu dışında , mümkün olduğu kadar sokağa çıkmasına izin veriyoruz. Oturduğumuz site nedeniyle parkta oynayabiliyor. Özellikle yazın neredeyse tüm öğlenden sonrası parkta geçiyor. Bisiklete ise anneanne yada babannesinin yazlıklarında binebiliyor.
Enerjisini oynayarak sokakta çıkarmasını sağlamaya çalışıyoruz. Artık havalar ısınmaya başladığı için haftasonları da sokak keyfi yapabilecek:)
Aaaaa birşey yazmayı unuttum, evet artık yatarken ona kitap okumuyorum ama sevgili anneannemizin alıştırdığı bir sırt kaşıma olayımız var ki... dakikalarca sürüyor!!... Sanırım bunu bırakmaya hiç niyeti yok :((
Bu arada Banu artık yazmayacakmış, çok üzüldüm :( 2 gündür belki vazgeçmiştir diye sayfasına girip duruyorum ... ama yok!!...
04 Nisan 2006
Tam Buğday Unu'nu ilk defa denedim!!!...

Hem gazetelerde okuduğum hem de bloglar arasında sıkça bahsedilen Arzu Aygen-Ülfet Aygen'in "Beyaz Unsuz Şekersiz Hamur İşleri" kitabını nihayet alabildim.
Alır almaz da roman okur gibi okumaya başladım...
Ne yalan söyleyeyim tam buğday ununun ne menem bişey olduğunu ilk kez onlardan öğrendim!!...
Veee.... Cumartesi öğlen için hemen yukarıda gördüğünüz pidecikleri yaptım. Hayatımda ilk defa pide yaptım biliyormusunuz? Derin dondurucumda 3 paket karadeniz pidesi (annem Samsun'dan göndermişti!!) olmasına rağmen yazdıkları tarifi denemeden duramadım.
Tam buğday unu ile birlikte Deniz Tuzu'nu da ilk defa denedim...
Kıymanın içine akıllılık edip azar azar koymuşum yoksa tuzundan yiyemiyecektik neredeyse!!.. O yüzden eğer ilk kez kullancaksanız aman dikkat diyorum....
Bunun gibi çok hoş tarifler var kitapta, almanızı şiddetle tavsiye ederim...

03 Nisan 2006
KEKİKLİ BİBERLİ FIRIN HAMSİ

Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim, anne tarafım Boşnak benim... Bosna Hersek'den göç ettikten sonra Ayvalık'a yerleşmişler. Bir süre sonra da Ankara'ya gelmişler, ama dede tarafım hala Ayvalık'ta yaşıyor. Yani hem Ege hem de İç Anadolu mutfağı alıştığım tadlar arasında.
Babam ise Malatyalı... Halalarım ve annemin becerikli elleri sayesinde Malatya mutfağının lezzetleri de evimizde pişirilir....
Babam asker olduğu için yurt içinde ve yurt dışında değişik yerlerde yaşadık. Mutfağa meraklı annem sayesinde de hep damak tadımıza uygun lezzetleri keşfettik.
Annemler son 16 yıldır Samsun'da yaşıyor (babam üniversitede öğretim görevlisi), hani oralı oldular neredeyse... Hal böyle olunca Karadeniz mutfağını keşfetmek de farz oldu tabii!!...
Yani anlayacağınız bizim mutfağımızda her türlü yemek pişer ve zevkle de yenir.
Bu kadar yer gezmek ve yaşamak mutfak kültürü dışında farklı avantajlar da sağlamıyor değil hani. Mesela eve gelen her usta ile bir şekilde hemşehri çıkabiliyoruz :))
Neyse , laf nerden nereye geldi...
Ben size 4-5 sene önce Samsun'daki balıkçılardan öğrendiğim bir tarifi anlatmak istiyordum.
Kekik ve balık!!...
Size de garip gelebilir. Sonuçta kekik, etle birlikte kullanmaya alıştığımız bir baharat ama hamsiyle beraber de muhteşem bir ikili oluyorlar.
Tarif çok basit;
hamsiler ayıklanır ve yıkanır, sonra zeytinyağı ile beraber tuz, kekik ve kırmızı pul biberle harmanlanarak fırın tepsisine düzgün bir şekilde yayılır ve fırında altı üstü bir güzel pişirilir.
Gerçi bu sene palamutlar yüzünden hamsiyi çok yiyemedik ama, bu basit ve lezzetli tarifi balıkseverlere mutlaka öneririm :))