11 Nisan 2006

SOBELEMECE!!...

Aslında epey oldu sevgili ASLIBERRY beni sobeleyeli ama anca yazabiliyorum...

Bartu'nun kitapları;
Öncelikle şu anda elindeki kitaplar hep ders kitapları elbette... Okul zamanı kitap okumak yerine dergi okumayı tercih ediyor, National Geographic Kids ilk tercihi...
Bunun dışında Sizinkiler'in serisini elinden bırakmıyor.
Bizimki bir de tarih kitaplarına bayılıyor. 3 sene önce yaptığımız Mısır gezisinin etkileri halen devam etmekte. Mısır tarihini, firavunları, tanrılarını inanın benden iyi biliyor.
Kitap okuma işini yazın daha rahat yapıyor. Tercihi ise Harry Potter etkisiyle hep bu tarz kitaplar oluyor. Spiderwick Günceleri, Küçük Cadı Şeroks, Disney'in Detektif Mickey serisi ve klasik çocuk kitapları...
Yaz tatillerinde yaklaşık 11-12 kitap bitiriyor :)
Birlikte oynadığımız oyunlar ?!?!.......
Ne desem ki?...
Benimle değil ama (bu konuda hiç becerikli değilimdir!) babasıyla basket ve futbol oynamaya bayılıyor...
Lisanslı yüzücü olmasına rağmen basket onun daha çok ilgisini çekti ve bu seneden itibaren yüzmeyi bırakıp baskete başladı kendisi.
Bartu anasınıfındayken, spor öğretmeni 3.sınıfa kadar yüzme üzerinde durmamızı, çünkü yüzme sporunun tüm kasları çalıştırdığını belirtmişti. 3.sınıftan sonra istediği spor dalını seçebilir demişti. Biz de hem onun yönlendirmesiyle hem de yaz tatillerinde bizim rahat edebilmemiz için hemen uygulamaya geçtik. Başlarda huzursuzdu, çünkü Bartu yıkanırken bile yüzüne su geldiği zaman hemen kurulanmasını isteyen bir çocuktu!!... Aksi takdirde gözünü kesinlikle açamıyordu. Düşünün, biz de onu yüzme derslerine götürüyoruz!!.. Neyse hem öğretmenlerinin hemde bizim çabalarımızla bu huyundan vazgeçti ve kurbağalamada yüzme takımına bile girdi. Ama dediğim gibi yüzme onu çok mutlu etmediği için bu sene baskete başladık (yüzme hocasının tüm muhalefetine rağmen!!..). Şimdi o mutlu ben mutlu. Yazın artık denizde , havuzda onu takip etmek zorunda değilim, gayet güzel yüzüyor çünkü. O da arkadaşlarına nasıl iyi yüzdüğünü gösteremiyordu ama artık nasıl iyi basket oynadığını gösterebiliyor :))
Aslı'nın bahsettiği gibi ilk başlarda aman ne güzel kendi kendine 10 dk. oynadı dediğimiz zamanlar , bir bakıyorsunuzu uçuuuuuuup gitmiş. Yerine "oğlum gelsene yanımıza, beraber oturalım" dediğimiz zamanlar gelmiş...
Çok onaylamasam da mecburen alınan Game Boy, Play Station ve PSP gibi oyunlar onun tercih ettiği oyunlar oluyor.
Bizim evimizde şöyle bir uygulama var;
bir kere odasında bilgisayar bulundurmuyoruz, laptoplarımızı da ancak ödev ve araştırma için kullanmasına izin veriyoruz. Play Station ile ancak uzun tatillerde (Şubat ve yaz tatillerinde) oynayabiliyor. Game Boy ve PSP ise hafta sonları dersler bittikten sonra...
Yani, oğlumu teknoloji bağımlısı yapmamaya çalışıyorum ama çevresel faktörlerden dolayı da ancak bu kadar sınırlandırabiliyorum.
Televizyona gelince.... Digitürk'deki çizgi film kanalları biz de şifreli!!...
Bundan 3 sene önce falan, Bartu bu kanalları sürekli izlerken bir baktık ki konuşma şekli, kullandığı kelimeler (çizgi filmler ingilizceden çevrildiği için bizim hiç kullanmadığımız bir kelime dağarcığı oluşmuştu, "hey dostum" , "lanet olsun" gibi...) ve de hareketleri değişmeye başladı, biz de çareyi bu kanalları şifrelemekte bulduk. Başlarda epey itiraz etti ama artık hiç sorun çıkarmıyor. Arada bir bonus olarak izin vermiyor da değiliz ama bizim onayladığımız çizgi filmlere tabii.
Öyle dizilere falan da düşken değil ama belgesel kanalları ve de FB TV en çok seyrettiği kanallar. Eeeee, bunlara da pek sesimizi çıkartmıyoruz artık.

Bunu dışında , mümkün olduğu kadar sokağa çıkmasına izin veriyoruz. Oturduğumuz site nedeniyle parkta oynayabiliyor. Özellikle yazın neredeyse tüm öğlenden sonrası parkta geçiyor. Bisiklete ise anneanne yada babannesinin yazlıklarında binebiliyor.

Enerjisini oynayarak sokakta çıkarmasını sağlamaya çalışıyoruz. Artık havalar ısınmaya başladığı için haftasonları da sokak keyfi yapabilecek:)

Aaaaa birşey yazmayı unuttum, evet artık yatarken ona kitap okumuyorum ama sevgili anneannemizin alıştırdığı bir sırt kaşıma olayımız var ki... dakikalarca sürüyor!!... Sanırım bunu bırakmaya hiç niyeti yok :((

Bu arada Banu artık yazmayacakmış, çok üzüldüm :( 2 gündür belki vazgeçmiştir diye sayfasına girip duruyorum ... ama yok!!...

4 yorum:

asliberry dedi ki...

aa bu sırt kaşıma olayı, benim yeğenlerimden Ceren'de de var, 20 yaşına geldi hala kaşıttırıyor.

DAMLA dedi ki...

Yaa.. sorma Aslıcım,
bizimki bide seçiyor!!... babası iyi kaşıyamıyormuş da ben daha güzel kaşıyormuşum!!...

Doruk dedi ki...

Damla çok güldüm yazını okurken. Çocuklarla ilgili tutumlarımız aynı. Bizde de Digiturk kanalları kilitli.Doruk'un "Aman Tanrım! Benim "vaktiz!" babam yok mu?" demesi bardağı taşıran son damla olmuştu:) Sürekli arkadaşlarıyla çete kurmaktan söz etmesini hiç söylemiyorum. Şimdi aikidoya başladı. Başkalarına saygı duymayı, sabrı öğrensin diye. Bakalım ne olacak? Eskiden herşey ne kolaymış değil mi, çocuğu yazdır mahalledeki okula, gitsin gelsin. Sokakta oynasın sıkılınca da. Şimdi sitede oturmuyorsan bahçeye bile çıkaramazsın çocuğunu. Gün aşırı bir çocuk kaçırılıyor. Bazen alıp çocuklarımı bir köye göçeyim diyorum. Keşke mümkün olsa.

DAMLA dedi ki...

Burcucum,
şu deprem olayından önce ben bir yaz adalardan birinde yaşamaya heveslenmiştim.
Bartu'nun Rum bir arkadaşı vardı, annesi öyle güzel anlatmıştı ki. Çocuk sürekli sokakta oynuyor, araba geçti korkusu yok!!..
Keşke yapabilsek :)