06 Aralık 2007

ÇİN SEYAHATİ - II

Gezimizin 2. durağı XIAN şehriydi. Buraya gelmemizin tek nedeni de yukarıda resimlerini gördüğünüz "Qin Terra Cotta Warriors and Horses" müzesi... Buradaki askerler ve atlar gerçek boyutlarda ve zamanın şavaşçılarının tüm özelliklerini en ince ayrıntılarına kadar taşıyorlar.

Bu askerlerin bulunması da tamamen tesadüf eseri olmuş. 1974 yılında kuyu açmak isteyen bir köylü tarafından bulunmuş. 16.300 m2'lik bir alana yayılmış 3 binadan oluşuyor. 1.Pit 1979 yılında Çin Ulusal Günü'nde açılmış.

3 binanın içinde 7.000 eser var (askerler, atlar,silahlar...) Askerler tam bir savaş düzeni içinde sıralanmışlar. Çoğu tamir edilebilmiş.

Bu müze 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası kapsamı içine alınmış.


Gerçekten etkileyici bir yerdi. Şansımıza da kapalı olan hava biz otele döndükten sonra yağmura döndü!... Ama ne yağmur!... Bütün gece gök gürültüsü ve şimşekler hiç durmadı. Hatta sabah erken Şangay uçağı için havaalanına giderken bazı yollar (aynı bizdeki gibi!) yağmur sularıyla kapanmıştı.



Zorlu bir uçağa yetişme yolculuğu sonrasında Şangay'a indik... Burada da bizi gökdelenler karşıladı. Veeeee bol bol yabancı!...

Pekin ve Xian gezilerimizde gerek sokakta gerekse turistik yerlerde bizim gibi yabancı turist oranı yerli turiste göre çok azdı. Hatta sarışın , yeşil gözlü olan oğlumla en az 5-6 kişi fotoğraf çektirmek istemişti!...

Şangay'da ise uluslararası firma veya bankalarda çalışan çok fazla sayıda Avrupalı ve Amerikalı var. Bunun en büyük etkisini ise nerede hissediyorsunuz biliyor musunuz?... Tuvaletlerde...

Evet, 4 günlük ızdırap burada bitti. Ülkemizde veya herhangi bir Avrupa ülkesinin alışveriş merkezlerinde alışık olduğumuz temizlikteki tuvaletlere bu şehirde kavuşabildik!...

Yukardaki kolajda çok şeker bir Çinli kız çocuğu var. Bu ırk küçükken çok şirin oluyor da büyüyünce çirkinleşiyorlar (oğlumun yorumu bu)!... Bu kız çocuğu da diğerleri gibi büyükanne ve büyükbabası ile geziyordu. Malum Çin de 1 çocuktan fazlası YASSAK!... Anne ve babalar çalıştığı için de çocuklara büyükler bakıyor. İş saatlerinde istisnasız hep 3'lü gruplar halinde dolaşıyorlar. Akşam ailecek yedikleri yemeklerde de bu sayı en fazla 7 kişi olabiliyor!...



Tepenizden şu devasa köpekbalığının geçtiğini düşünün. İnsan ürperiyor değil mi? Bu resimler Şangay televizyon kulesinin yanındaki akvaryumdan. Bu akvaryumda (sanıyorum) Dünyanın en uzun cam tüpü içinde yürüyebiliyorsunuz. Kaç metre olduğunu şimdi hatırlayamıyorum ama bu ve benzeri balıklarla epey uzun bir yürüyüş yaptık. Korkusuz balıkadamların dalışlarını izledik. Ama en heyecan vereni de köpekbalıklarıydı.

Bunların dışında eşimin sürekli gidip geldiği bir şehir olduğu için çok hoş ve keyifli restoranlarda yemekler yedik , ayaklarımız şişene kadar da yürüdük.

Kaldı Hong Kong...

Onu da bir sonraki yazımda anlatırım artık :)

10 yorum:

Adsız dedi ki...

Damla'cığım,
Bu güzel gezi anılarını paylaştığın
için teşekkür ederim.
''Çok yaşayan değil,çok gezen
bilirmiş,''değil mi?
Sevgiler,Özlem Su

Adsız dedi ki...

Sevgili Damla,
Ne kadar güzel bir seyahat,gitmiş
kadar oldum.İyi bir hafta sonu
dilerim.Aşşağıda ki şarkıyı kabul
eder misin?

you tube='She without arm,he without leg-ballet-Hand in Hand'

Sevgiler,
Pınar Tugsavul

bir dilim bir tutam dedi ki...

Arkasi yarin gibi oldu.Merakla bekliyorum.ÖPPPTÜÜMMMMM

DAMLA dedi ki...

Sevgili Özlem, Pınar ve Serap,
yakında III. ve son bölüm de gelecek :)

Adsız dedi ki...

Merhaba Damla,

ne hoş bir gezi olmuş...

Ben de barcelonada bu tip bir akvaryuma girmiştim. Nefis bir duygu ...

Çin merak ettiğim ülkelerden biri.. Büyük bir keyifle okudum. Hong Kong'u merakla bekliyorum..

sıcacık sevgiler..

www.misssgibi.com

Bu sırada yazılarının diğer arkadaşlar tarafından görülüp takip edilmesini istersen veya diğer arkadaşları takip etmek için sayfamdaki blog manşete göz atabilirsin. Seni orada görmek beni çok mutlu edecektir..

DAMLA dedi ki...

Sevgili Zerrin,
Barcelona'ya ben de gitmiştim (hatta GEZİ yazılarımda da anlatmıştım) ama akvaryumu atlamışız demek ki:)
Sayfanın takipçisiyim, tariflerimi blog manşetine atacağım...

Adsız dedi ki...

Sevgili Damla,
Sayenizde Çin hakkında bilgilenmiş
oluyoruz.Benim merak ettiğim bir
konu da,Çin'in ilerde,ekonomik açıdan dünyanın en güçlü devletleri
arasına girip girmeyeceği?Eşin ve
senin düşüncelerini kısaca paylaşmanı rica ederim.Sevgiler,
Hayal

Adsız dedi ki...

Damla hanım,
Bloğunuzu kuzeninizin sayfalarından
buldum.Çokta iyi oldu,uzun süredir
ayrılamadım.Çok canlı ve güzel bir
blog.Çin anılarıda çok enteresan.
Çin'in ilerki dönemde,Avrasya proje
kapsamında 1.ve önder bir ülke olacağını duydum.Ayrıca uzay çalışmaları açısındanda 10 yıl içinde en büyüklerle rekabet gücüne
kavuşacakmış.
Yeniden görüşmek üzere,Sevgiler,

Tijen Ilıcak

Adsız dedi ki...

merhaba,

sizle seyahat rotamız kesişiyor, barcelona sonrası seneye eşim ve ben Çin seyati düşünüyoruz ben şimdiden kitaplarımı aldım, okuyorum. İsteğim turla değil münferit gitmek, mevsim Ekim Ramazan bayramı olacak. Bana memnun kaldığınız oteller için minik bir bilgi verirseniz çok sevinirim

sevgiler

DAMLA dedi ki...

Merhaba Kübra,
Biz de sizin planladığınız gibi münferit gittik Çin'e. Ancak şöyle bir avantajımız vardı; Pekin ve Xian'da İngilizce bilen bir tercümanımız vardı. Şangay zaten eşimin ofisinin bulunduğu ve sık sık gittiği bir yer olduğu için sorun yaşamadık. Şunu belirtmek isterim, Çin'de İng.bilenler çok az. Kaldığımız otellerin ismini hatırlayamadım, broşürlere bakmam lazımama eğer mail adresini yazarsan (yorumlar önce benim onayıma düştüğü için başkası görmez) ben bulduğumda sana bildiririm.